
Kayak merkezlerini tek tek gezme planımı biliyorsunuz. Her yeni keşif, yeni bir ufuk kazandırıyor ya en çok onu seviyorum. Bu kez gittiğimiz yer konaklamalı idi. Bu yazıyı okuyunca aynı zamanda kalacak yer ve kiralama sorununu da çözmüş olacaksınız.
Gece otobüse Aydından binip İzmir’ e oradan da Bolu’ ya doğru yola koyulduk. Aydından direk otobüs yok ne hikmetse. İzmirden 23.00′ da binip sabah 08.15′ te vardık. Boluda hafif kar yağışı var ve hava da sıcak sayılmaz. Arkadaşımla birlikte Otogardan Taksi ile Bolu merkeze geçtik. Bu mesafe taksi ile 20 TL tutuyor.
Bolu merkezde bu saatte tabi her yer kapalı. Önce gözleme yemek için bir yer bulduk ama çok lezizdi. Ahşap kaplı duvarları ve hemen önünüzde sac üstünde pişirilmesi de cabası. Mantarlı tavuklu söyleyip yanında çay ile bir güzel yedik. Ayrıca da ısındık 🙂 Otele giriş saatimiz 14.00 olacağı için çok acele etmeden sabah haberleri ile kahvaltımızı yaptıktan sonra Bolu çarşıyı dolaşmaya başladık. Saatin gelmesini de sabırsızlıkla bekliyoruz ki hemen başlayalım board yapmaya. Derken oyalandık zaman geçti ve yukarıya yani Kayak Merkezi’ ne bizi çıkartacak ve daha önce anlaştığımız taksiyi aradık ve gelip bizi aldı.
Yola koyulunca biraz da sıkıcı aslında. Havada sis var ve yukarısı da böyle ise eyvah eyvah. Telefondan kalacağımız otelin “canlı yayın” kısmına bağlanıp sürekli kontrol ediyoruz. Bir ara güneş açtı sonra sis bastı arada açıldı derken biz yola çıkınca da hafif sis vardı.
Bu aşamada size bir kolaylık sunmak istiyorum. Kayak ya da snowboard, hangisini kiralarsanız kiralayın sakın sakın yukarıda kiralamayın. Fiyatları sizler için sordum. 130 TL. Biz aşağıda 50 TL’ ye kiraladık. Okurken yuh mu dediniz. Olabilir çok normal bu fiyata az bile dediniz. Gitmek isteyenler olursa bu yazının altına yazsınlar tarif edeyim.
Karlı yollarda çıkıyoruz yukarılara. Yoldaki çam ağaçlarının üzerindeki karı izleyerek yol almakta müthiş heyecanlı. Bütün işi gücü stresi unutup bambaşka bir keyifle dolarak devam ediyoruz. Tabi içimiz de kıpır kıpır. Karın üzerinde kaymak için sabırsızız hala.
Otele giriş yaptık. Otel giriş saatimiz saha önce de dediğim gibi 14.00 olduğu için otelin lobisinde oturup bişiler içmek istedik. Otel sorun çıkarmıyor. Herşey dahil sistemde birer adaçayı alıp karşı dağı ve liftleri seyredebileceğimiz pencere önüne geçip oturduk. Biraz hasta gibi olduğum için iyi geldi adaçayı. Karşımızda siyah, kırmızı pistler, teleski ve telesiyejler. Mis mis. Bir baktık saat 13.50. Resepsiyona gidip odaya çıkış kartlarımızı aldık. Hemen yanında da skipass alacağımız yer. Bizim kaldığımız otelde skipass ücrete dahildi. Sadece 50 TL depozito verip alıyorsun. Skipass’ ları iade edince de paranı geri alıyorsun.
Odaya girip kıyafetlerimizi alıp hemen piste indik. Otelin -1 katında Kayak Odası var ve şifreli dolaplarda kayak& snowboard muhafaza edebiliyorsunuz. Odaya çıkarmanıza gerek yok. Ortam sıcak olduğu için snowboard üzerinde kalan karlar eriyor ve dolabın altındaki telli boşluktan gidere akıyor ve ertesi gün kuru buluyorsunuz. Tabi bunu öğle yemeğine giderken de kullanabilirsiniz. Bu arada belirtmeliyim ki yemekler gayet çeşitli ve lezzetliydi. İkramların yanısıra hizmet ve güleryüz de verdiğiniz paraya değiyor. O kadar hizmet eden personele Tip bırakmadan geçmeyin derim.
Gelelim pistlere.

Biz gidince hava sisli olduğu için bulunduğumuz 4 gün boyunca tüm pistler açılmadı. Hangilerini denedim yazayım. Kartal Otel yazan kırmızı bayraklı kısmın hemen önünden “Çanak” pistine çıkabileceğiniz bir telesiyej hattı var. Onun hemen solunda da “Kara Pist” denilen siyah bir pist var ve ona da Teleski ile çıkabiliyorsunuz. Teleski ile çıkılan pistin sonundan ister siyah pist deniler Kara Pistten inin, ister hemen solundaki çam ağaçlarının içinden inen siyah pistten inin, isterseniz de “Gezi Pisti” nden inin. Karşınızdaki pistlerden sonra ortada üstte yazan Tepe Cafe yazan piste kadar yarı yoldan teleski ile çıkıp arka çanak pistini oradan da otel önüne gelen alanı kullanmak istedik ama sisten dolayı orası da kapalıydı. Son olarak Çamçukuru denen mavi ama sisi az bir pist var. Yukarıdaki pistler sis içindeyken aşağıda sis olmadığından rahat rahat kayabilirsiniz. Burası mavi bir pist ve telesiyej ile çıkılıyor. Çektiğim videodan pistlerin durumuna bakabilirsiniz de.
Uludağ, Davraz, Nikfer, Kartalkaya’ yı denediğimde Uludağ ile benzer olduğunu farkettim ve pistler yeterinde uzun, keyif alabilirsiniz. Benim için çok keyifliydi. Umarım 2021 kışında da Kartalkayayı deneme fırsatı bulurum. Sizler için Bulgaristan Bansko’ yu da denemek istiyorum. Aklınıza takılan ne olursa olsun yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
Başka gezilerde görüşmek üzere. Hoşçakalın.
[…] Bolu Kartalkaya Kayak Merkezindeydim. Hangi Otelde Kaldık? […]